Çocukluğumdan beri köyleri hep sevmişimdir.Annem çalıştığı için anaokula başlayana kadar zamanımın çoğunu köyde geçirdim.Ailem beni Denizli'ye getirdiğinde hiç unutmuyorum,arabanın arkasında gizli gizli ağlamıştım.''Ben bu beton yığınlarının içine girmek istemiyorum.Bu kadar çok insanla yaşamak istemiyorum.'' diye.Anaokula başladığımda aynı anneannem gibi konuşuyordum.Okul zilinin çalmasını beklerken ''Nezman çalcek gari bu zil?'' diye arkadaşlarıma soruyordum.Onlar da benimle köylü kızı diye dalga geçiyorlardı.Aslında ben gizliden acıyordum onların haline.Domates,biber,patlıcan nasıl yetişir.Pamuk ağaçta mı yerde mi olur.İnek nasıl sağılır.Ev yapımı peynir ve yoğurdun tadı nasıldır.Bunları bile bilmiyorlardı.Hele anneannemin tarladan topladığı ve akşamüstleri odun ateşinde bizim için koca kazanda kaynattığı darıları hiç yemedikleri için daha da bir üzülüyordum onların haline.Benim yanaklarım heidi gibi al aldı ama onların soğuk ve solgun tenleri vardı.Hep bu beton yığınlarının içinde pahalı oyuncaklarıyla oyun oynayıp,çocukluklarının en güzel zamanlarını öldürmüşlerdi.Onun için ''Aayy ne zaman çalacak bu zil de bir ara vereceğiz?''diye ağdalı konuşmak yerine ''Nezman çalcek gari bu zil?''cümlesi hep benim gururum olmuştu.
Güzel köyümden bayram manzaraları...
 |
Babaannemin odun ateşinde pişirdiği kurban eti |
 |
Anneannemin bahçesinden pırasa |
 |
Tere |
 |
Marul |
 |
Annemin diktiği nar ağaçları |
 |
Yine annemin gözü gibi baktığı zeytin ağaçları |
 |
Ayva |
2 yorum:
Sevgili Münevver, bunları, Facebooktaki "Gerali-Sarayköy-Denizli gurubumuzdada paylaşmanı diliyorum, hem fotoğrafların, hem de anlatımın harika , devamını dilerim. Köyümüzün dayanışma ve paylaşıma gereksinimi var, lütfen bu bilgileri ve takip eden memleket bilgi ve fotoğraflarını oradada bizlerle paylaşmalısın. Esenlik dileklerimle.
Paylaşacağım Atilla abi.Gerali ile ilgili bir yazı yazınca geldi aklıma orda paylaşmak ama önceki yazılarımı ve bundan sonrakileri de paylaşmayı düşünüyorum.Değerli yorumlarınızı bekliyorum.
Yorum Gönder