5 Ocak 2012 Perşembe

GIYBET KUYUSU







Bugünlerde beni en çok rahatsız eden,içimde bulunduğum ortamı terk edip kaçıp gitme hissi yaratan ve beni için için kemiren en büyük sorun gıybet.Bence çağımızın en büyük problemi ne ekonomik kriz ,ne açlık ne de doğal afetler.
Birçoğumuzun en büyük sorunu ve bizleri farketmeden,için için yiyip bitiren en büyük hastalığı gıybet.Herhangi bir rahatsızlığınız olsa ilaç kullanırsınız,doktora gidersiniz bir şekilde müdahale edersiniz.Fakat gıybet iki hap atsanız düzelecek bir durum da değil.'' Hele hele çalışma hayatında o kadar çok düşülüyor ki bu gıybet kuyusuna.
''Falanca şu raporu yanlış yazmış biliyormusun,bilmem kim eşiyle tartışmış,filancanın maaşı benden 3 kat fazlaymış halbuki hiçbir iş yaptığı da yok.'' Bir çok defa beni de çekti bu gıybet kuyusu.Bazen gerçekten düştüğüm, hatta dibe vurduğum zamanlar oldu.Ama kuyunun derinliği ve karanlığı beni hep korkuttu.
Ne kadar çok seviyoruz birbirimizin açığını aramayı,ne iyi beceriyoruz hatalarımızı birbirimizin yüzüne vurmayı,''bak gördün mü benim lafımın altında kaldı gıkı bile çıkmıyor'' durumlarını ne kadar çok yaşıyoruz.Bizim hiç mi yanlışımız yok,hiç mi yanlış anlaşıldığımız durumlar olmuyor.Her zaman doğrumuyuz,yüreklimiyiz?

Kuran-ı kerimde de demez mi '' Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.''

Ben çareyi gıybetini ettiğim kişilerle konuşmakta buldum.Gidip konuşuyorum,''durum böyle böyle,ben senin bana söylediğin şu lafa çok bozuldum,hatta şu hareketine uyuz oluyorum.''diyorum. Bazen ters tepki verenler oluyor.Bazıları saygıyla karşılıyor.Ama inanın gidip konuşmak,başkasının yanında o kişiyi çekiştirip vicdan azabı duymaktan,kişiliğinizden ve inançlarınızdan ödün vermekten ve olayın uzayıp saçma sapan noktalara gelmesinden çok daha iyi.
Oğluma dahi küçük yaşta bu durumu aşılamaya çalışıyorum.Oyun oynadığı arkadaşıyla kavga ediyor.Gelip bana şikayet ediyor.''Ben ona kızdım,bana vurdu ve şöyle şöyle söyledi ''diyor.Git diyorum bunları onun yüzüne karşı şöyle,bana şikayet etme,rahatsız olduğunu bildir.

Hasta nesiller yetiştirmemek için çocuklarımızın giydiği ayakkabı markasını,gideceği okulu,seveceği kızı,bineceği arabayı araştırdığımız kadar ahlakının da üzerine düşmemiz gerekiyor.Düşmediğimiz zaman işte böyle birçoğumuz o gıybet kuyusuna düşüyoruz.Yaş ilerledikçe de ne bir merdiven yetiyor o kuyudan bizi çıkarmaya ne de koca bir halat.

2 yorum:

Cahide dedi ki...

Evet çok doğru tespitler bunlar. Allah razı olsun kardeşim. namaz gibi oruç gibi gıybet etmemekte bir emir ama hiç umursamıyoruz. Allah bizleri bu bataktan korusun. En kalbi muhabbetlerimle...

Münevver dedi ki...

Güzel ve içten yorumun için teşekkür ederim sevgili Cahide